Borsa Nedir?
Kimileri için bir tür umut yolculuğu, kimileri (mutlu azınlık) içinse iyi bir gelir kaynağı olarak görülen borsa kelimesi, hayatımıza girdiği günden beri (2 Ocak 1986) ilgi görmekte. İlginç olan nokta, ülkemizde insanlar arama motorlarında para kelimesini ayda 246,000 kere aratırken, borsa kelimesini yaklaşık 4,100,000 kere aratmaktadırlar. Peki, nedir borsaya karşı olan bu ilgimiz?
Bu yazının esas olarak irdelemek istediği konu borsanın bizimle (sen, ben ve ilgi duyan herkes) olan ilişkisi ve bu ilişkinin istenildiği gibi yaşanıp yaşanamadığıdır. O halde öncelikli olarak şu soruyu kendimize soralım. Borsa benim için ne ifade ediyor? Sizlerin yanıtlarını henüz bilmediğim için kendi yanıtımı sizlerle paylaşayım.
Ben borsa kavramı ile 1987 yılında Ankara’da öğrenci iken tanıştım. İşletme bölümünde okuyacaktım ve bölüm öncesi hazırlık sınıfındaydım. Sınıf arkadaşım yarı zamanlı olarak Necatibey Caddesi’nde bir aracı kurumda çalışıyordu. Görüştüğümüz zamanlarda sürekli olarak bilmem kimin ne kadar çok kazandığını ve hiç bilmeyenlerin dahi çuval ile para kazanabildiğine dair anlattığı hikayeler ister istemez algımın o yöne kaymasını sağladı. Bu algı yönlenmesinde serde gençliğimin ve çözülemeyen bütçe sorunlarımın da payı vardı elbette. O gün bu gündür borsa ile olan aşkım devam etmekte. Peki borsa benim için ne ifade ediyor?
Borsa Çalışmaktır: Borsa kelimesinin temeli çalışma üzerinedir. Ne kadar çok çalışırsanız o kadar az hata yaparsınız. Az hata az kayıp demektir. Az kayıp ise borsada çok kazanç anlamına gelir.
Borsa Özgürlüktür: Herhangi bir kişi ve veya kuruma bağlı olmadan emir almadan emir vererek (işlem emirleri elbette) özgürce çalışabilmektir. Üstelik ne zaman ve ne kadar çalışacağıma da ben karar veririm.
Borsa Disiplindir: Bu arenada art arda zarar ettiğinizde her zarar sizde tokat etkisi yaratacaktır. Nerede hata yaptığınızı bulmak ve tekrar toparlanabilmek için katı bir disipline ihtiyaç duyarsınız. Para kazanmak için uygun zamanın gelmesini bekleyebilmek ise düşündüğünüzün çok ötesinde sabır gerektirir.
Borsa Hayatın Kendisidir: Borsada sürekliliği ve istikrarı sağlayabilmem için ülkeyi ve dünyayı takip etmek gerekir. Saatlerce ekran karşısında oturabilmek için düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenmek, farklı uğraş alanları ile vakit geçirerek kendinizi yenilemeniz gerekir.
Gerçekte borsa bu kadar pembe ve cennet gibi bir yer midir? Yanıt hem evet hem de hayır. Evet, çünkü gereklerini yerine getirirseniz yeryüzündeki cennete ulaşabilirsiniz. Hayır, çünkü gereklerini yerine getirebilmek o kadar kolay değildir ve cenneti düşlerken cehennem azabı çekebilirsiniz.
Peki. bu durum herkes için aynı mıdır? Elbette hayır. Düzenli olarak para kazananların toplam katılımcıların yaklaşık % 10 gibi (bu oran göreceli olmakla birlikte benim düşüncemi yansıtmaktır) bir azınlığı oluşturduğu bir sistemde herkesin yüzünün gülmesini beklemek doğru değildir. Yeni başlayanların belirli bir süre boyunca kazanma şanslarının olmaması (tecrübe eksikliği, daha çok kısa vade ile ilgilenmeleri vb. nedenlerle) adeta bir gelenektir. Yüksek seviyede teknolojik donanımlara sahip kurumsal firmalarla aynı arenada bulunmak ve para kazanabilmek o kadar kolay değildir.
Unutmayın ki kazanılan paralar kaybedenlerden gelmektedir. İstikrarlı olarak para kazanabilmek için para kaybedenlerden daha iyi olmanız, onlar için hazırlanmış tuzaklara düşmemeniz gerekir.
Borsada yeni iseniz (veya eski ve sürekli kaybediyorsanız) rüzgar size doğru ve karşıdan esecektir. Ancak bazı gerçeklerin farkına vardıktan sonra karşıdan gelen bu sert rüzgarın etkisi azalacak ve hatta arkanızdan esmeye başlayacaktır. Bu aşamadan sonra işiniz kolaylaşacak (disiplin ve sabır gösterdiğiniz sürece) ve çok daha kolay işlem yapar hale geleceksiniz.
“Neden Borsa?” sorusunun yanıtı kendi içerisinde yatmaktadır. İşinizi iyi yapmanız halinde ödülü inanılmaz miktarda yüksektir. Üstelik bu ödül hem maddi hem de manevidir olabilmektedir.
Ancak borsada başarısızlığın tek bir sonucu vardır. Zarar etmek. Ve yukarıda verilen, başarılı insanların oranını aklınızdan hiç çıkarmamanızı önemle belirtmek isterim.
Televizyonlarda, gazetelerde, internet sitelerinde sürekli borsa şu kadar düştü borsa şu kadar çıktı haberlerini duyup ve görmekteyiz. Peki, borsa nedir?
Borsa; en eski tanımıyla ortada mal yok iken yapılan alım-satım işlemidir. Ancak burada önemli bir hususa değinmek gerek Türkiye‘de borsa nedir? denince aklımıza hisse senedi piyasalarında yapılan alım-satım işlemleri gelmektedir.
Dikkat edersiniz ki bu borsaya İstanbul menkul kıymetler borsası denmektedir. Çünkü burada menkul kıymet yani hisse senedi alınıp satılmaktadır. Bunun gibi döviz ticaretinin yapıldığı yerlere döviz borsası (Forex, Forex Exchange) mal ticaretinin yapıldığı yerlere ise emtia borsaları denmektedir.
Buradan çıkarılan sonuç şudur ki borsalar sadece hisse senetlerinin ticaretinin yapıldığı yer değil başka tür enstrümanlarında devlet kontrolü altında ticaretinin yapıldığı yerlerdir. Şimdi bunlardan biraz daha ayrıntılı bahsedelim
Menkul Kıymet Borsaları
Türkiye’de 6 Kasım 1983 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlanan 91 sayılı kanun hükmünde kararname ile menkul kıymetler borsasının tanımı yapılmış ve kurulmuştur.
Borsalarda alıcı ve satıcılar komisyoncular aracısı ile buluşurlar. Bu buluşma da satıcının arzı ve alıcının talebi fiyatı belirler. Bu yüzden fiyatlar anlık olarak değişir. Menkul kıymet borsaları şirketlerin hisse senetlerinin halka açık işlem gördüğü yerlerdir.
Vadeli İşlem Borsaları
Belirli fiyattaki bir malın belirli bir tarihte belirli bir tarihten teslim edilmesi üzerine yapılan alım-satım sözleşmesidir. Bu borsaların amacı belirsiz fiyatlara karşı riskten korunmaya dayalıdır.
Altın Ve Kıymetli Maden Borsaları
Bilindik bir deyişle Altın çamura da düşse altındır. Yıllardır önemini hem ülkemiz de hem de dünya da korumuştur. Bilindiği gibi altın para birimlerinin birbiriyle değiştirilmesinde kullanılmıştır.
Ülkemiz de de bu sebeplerden dolayı 26 Temmuz 1995 tarihinde İstanbul altın borsası faaliyete geçmiştir. Daha sonra ise 2013 yılında Borsa İstanbul’un bünyesine katılmıştır.