Borsa İle Kumar Arasındaki Kalın Çizgi
Günlük yaşamda insanlar borsa ve kumar kelimelerini benzer anlamda kullanırlar. Oysa aynı insanlar piyango bayileri önünde kuyrukta beklemekten hiç çekinmezler. Basit bir olasılıkla herhangi bir piyango çekilişinde büyük ikramiyeyi kazanma olasılığı yaklaşık 10,000,000’da bir iken bu olasılığa umut bağlayabilmektedirler. Ülkemizde piyangonun çekildiği gün bir kişinin trafik kazasında ölme ihtimali büyük ikramiyeyi kazanma ihtimalinden en az 10 kat daha fazladır. Her ne kadar büyük ikramiye dışında amorti ve ara ödüller varsa da hiç kimsenin piyango bileti alırken amorti veya ara ödülleri hedeflediğini zannetmiyorum.
Elbette piyango alınırken temel güdü tamamen büyük ikramiye değildir. Piyangoyu kazanabilme olasılığına sahip olmak ve bu olasılık üzerine hayaller kurmakta piyango alımının dürtüleri olabilir. “Ya çıkarsa…” bakış açısıyla 1/10,000,000’luk bir hayal, hayal olmaktan ne kadar öteye gidebilir? Bir merkez tarafından basılmış ve eşit olasılıklara sahip biletleri “bilmem ne abla”’da daha çok çıkıyor diye o piyango bayisinin önünde uzun kuyruklar oluşturmak benim dahi anlama kapasitemin çok üzerine çıkmaktadır.
Piyango kumar mıdır? Belki kumar sayılmayabilir veya öyledir. Önemli olan fazladan çaba sarf etmeden herkesin ödediği katılım payını( Bilet ücretini) vererek çekilişle belirlenecek bir ikramiyeden medet umabilmektir. Bariz kumar örnekleri vererek konuyu dağıtmaktan ziyade genel bakış açısını yansıtması açısından piyangonun iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum.
Peki, borsa kumar mıdır? Piyango alır gibi bilmeden, öğrenmeden hisse senedi alırsanız, tüyo, tavsiye adı altında safsatalara bel bağlarsanız kumardan ziyade bilgisizlik ve düşüncesizliktir.
Burada ne yazılırsa yazılsın oransal olarak sonuç değişmez. Bazı insanlar borsada işlem yapmaya gelir ve para kaybederler. Azınlıkta olan diğer bazıları ise işlem yapmaya gelir ve para kazanırlar. Para kazananların ne kadar kazandığını belirleyen unsur para kaybedenlerin ne kadar kaybedebilecekleri ve onlar çekildikten sonra arkadan gelen yeni para kaybedicilerin miktarıyla alakalıdır.
Peki kumar nedir? Vikipedia sitesi kumar kelimesini şöyle açıklamış; Maddi kazanç elde etmek umuduyla oynanan, genellikle şansa dayalı oyun. Birden fazla kişi arasında rekabete dayalı bir şekilde oynanabildiği gibi, bir kişi tarafından bir oyun makinesine karşı da oynanabilir. Bir oyunda şahsi maddi varlıklarını (genellikle para) risk etmeye kumar oynamak denir.
Piyangoda iki grup insan vardır. Kaybedenler ve kazananlar. Peki, bu iki grupta yer alan insanlar piyango sonucu açıklanana kadar farklı davranışlar sergiliyorlar mı ya da sergileme şansları var mı? Örneğin kazanalar kaybedenlere göre fazladan ne yapıyorlar? Cevap, hiç bir şey. Sadece bekliyorlar. Yani kazansalar da kaybetseler de sadece bekliyorlar ve umuyorlar.
Peki, borsada kazanan ve kaybeden kitle arasındaki fark nedir? Öncelikle bir açıklama yapmak isterim. Borsada kazanmaktan kasıt birkaç tesadüfe bağlı kar değildir. İstikrarlı olarak kazanmaktan, yıllar sonunda çok büyük rakamlara ulaşmaktan bahsediyorum.
Öncelikle kaybeden grup ne yapıyor ona bir bakalım;
- Borsada bilginin önemini ve bu bilgiyi kullanma becerisinin hayati olduğunun farkında değiller.
- Kişisel hırslarını doğruyu yapma gerekliliğinin üzerine çıkartıyorlar.
- Büyük paralar kazanmanın büyük ikramiye gibi bir anlık işlemle gerçekleşebileceğini zannediyorlar.
- Para kaybetmeleri halinde (İstisnalar hariç) nedeninin kendilerinde olduğunu görmek istemiyorlar.
- Sabredemiyorlar, ve disiplinli davranmıyorlar. Cep telefonu alırken dahi günlerce araştırma yapabildikleri halde kıymetli birikimlerini söylentiler veya tüyolar peşinde tüketiyorlar.
- Yabancıların deyimi ile “There is no free lunch” ya da eskilerin deyimi ile emeksiz ekmek peşindeler. Bir sistemleri veya önceden test edilmiş yöntemleri yok. Rüzgarın bol olduğu borsa arenasında kuru bir yaprak misali rüzgar yönünde sürükleniyorlar.
- Borsadan kazanacakları para ile keyif yapacaklarına borsa işlemlerinin kendisinden keyif almaya çalışıyorlar.
- Borsada birilerinin para kazanabilmesi için birilerinin para kaybetmesi gerektiğini düşünmüyorlar. Dolayısı ile para kazananlar arasına girebilmek için çok çalışmaları gerektiğinin ya farkında değiller ya da fark etmek istemiyorlar.
- Para kazanma isteklerine fazlası ile konsantre oluyorlar. Oysa borsada kazanmaktan daha önemli olanın kaybetmemek olduğunu bilmiyorlar.
Şimdi de istikrarlı olarak para kazananlar ne yapıyor ona bir bakalım;
- Borsanın ne kadar kaygan bir zemin olduğunun farkındalar. Ne kadar bilgili ve tecrübeli olurlarsa olsunlar sürekli kendilerini yeniliyorlar. Para kazanabilmek için kaybedenlerden daha iyi olmaları gerektiğini biliyorlar.
- Ev ödevlerini yapıyorlar, sabırla riski düşük fırsatları bekleyerek kaybetme olasılıklarını en aza indiriyorlar.
- Kendilerine önceden test edilmiş bir sistem kuruyorlar. Böylelikle tansiyonu yüksek işlem anında sistem ne diyorsa onu uyguluyorlar. Endişeleri zarar etmek değil, sistem kurallarının dışına çıkmak. Biliyorlar ki sistemlerine bağlı kaldıkları sürece bazı zararlı işlemler yapsalar da sonuçta yüksek karlara ulaşacaklar.
- Mücadele ettikleri alanın zorluklarını bildiklerinden sağlam bir sinir sistemine sahipler. Sabır göstermesini ve önceden belirlenmiş kurallarına yüksek bir disiplin ile sahip çıkmayı becerebiliyorlar.
- Öncelikleri para kazanmaktan ziyade doğruları yapabilmek olduğunun farkındalar. Doğruları yaptıklarında zaten paranın geleceğini biliyorlar.
- Yaşamlarında mutlu oldukları başka uğraşlarda var. Paralarını borsada kazanıp borsa dışında keyifle harcayabiliyorlar
Bu durumda borsa ile kumar arasındaki çizginin yeterince kalın olduğu açık değil mi?